Etki Yatırımlarında Y ve Z Kuşakları

Kategori: Etki Yatırımı Tarih: 1 Mayıs 2021
4

Finansal sektörde çalışma isteğim ile kamu yararını güden, kalkınma hedefleri ile uyumlu bir hayat beklentim beni Bocconi Üniversitesi’ndeki yüksek lisans programına yönlendirmişti. Bu eğitim programında, uzun yıllar boyunca çok farklı görünen iki dünyanın en iyi özelliklerini bir araya getiren yeni bir model ile, “etki yatırımı” ile tanıştım. Geleneksel yatırımcılar artık yatırımlarında “double bottom line” (ikili bilanço sistemi) arayışını, diğer bir deyişle hem finansal hem de sosyal ve çevresel etki ölçümünü göz önüne alıyorlardı.

Etki yatırımlarının piyasada gerçek anlamda ilk kez boy göstermeye başladığı dönemde, Y ve Z kuşağı üyeleri 2008 krizinin zarar verici sonuçlarına maruz kalmış durumdaydılar. Bu sonuçlar, ciddi bir bakış açısı değişikliğine ve her iki neslin de yaptıkları işlerde kamu yararı arayışına girmelerine sebep oldu. Örneğin, et tüketiminin azalması, çevreye zarar vermeyen veya hayvanlar üzerinde test yapmayan kozmetik ürünlerin tercih edilmesi, küçük üreticilerden alışveriş yapmak gibi davranışsal değişiklikler her iki nesilde de açıkça görülmeye başlandı. Bu kişilerin, hayatlarının her alanında, kişisel değerlerini ve tercihlerini paylaşan kişilerle ve kurumlarla çalışmak istemeleri de bu evrimin bir parçası oldu. Dolayısıyla, yatırım tercihlerinde de mal varlıklarının sosyal ve çevresel anlamda olumlu bir etki yaratacak şekilde değerlendirilebileceğinin bilinmesi önem teşkil etmektedir.

Etki yatırımları, sadece ortaya çıktıkları yer olan gelişmekte olan ülkelerde değil, inovasyon temelli büyüme modeline sahip gelişmiş ülkelerde de gelecek vaat etmektedir. Etki yatırımı sayesinde, toplumun farklı ihtiyaçlarını gözeten ve erken aşama yatırım sürecini atlatmış inovatif çözümler hızla ayağa kalkma şansı bulacaktır.

Etki yatırımlarının geleceğine baktığımızda, alanı özellikle şekillendirecek olanların  bu iki nesil olacağı anlaşılıyor. Ancak, hali hazırda etki yatırımlarını destekleyecek bakış açısına sahip kişileri bilinçlendirmek alınması gereken en önemli aksiyonlardan biri olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, finansal okur-yazarlık seviyesi, bireylerin piyasalarda işlem yapma isteği ve bireysel emeklilik sistemlerini anlayabilme gibi yatırım ve tasarruf kararlarında önemli bir rol oynamaktadır. Finansal okur-yazarlığın gelişmesi etki yatırımlarına olan ilgiyi de artıracaktır.

Finansal okur-yazarlık nasıl test edilebilir?

Lusardi ve Mitchell, 2011 yılında yayınladıkları makalede finansal okur yazarlığın temelde üç ana ekonomik kavram çevresinde gerçekleştiğini göz önüne aldılar. Bunlar, bileşik faiz, enflasyon ve risk dağıtımı olarak belirtilmiştir. Kavramların test edilmesi için de finansal okur-yazarlık alanında pek çok araştırmada kullanılan aşağıdaki üç soruyu oluşturdular. Şimdi bu üç soruyu kendinize sorabilirsiniz:

 

1) Vadeli mevduat hesabınızda 100 TL olduğunu ve faiz oranının yıllık %2 olduğunu varsayın. Hesaptaki 100 TL’ye dokunmazsanız 5 yılın sonunda hesabınızda toplam ne kadar para olur?

 

A) Tam 102 TL

B)102 TL’den fazla

C) 102 TL’den az

 

2) Vadeli mevduat hesabınızda 100 TL olduğunu ve faiz oranının yıllık %1, enflasyon oranının ise %2 olduğunu varsayın. Bir yıl sonra hesabınızdaki toplam parayla ne kadar satın alma yapabilirsiniz?

 

A) Bugün kadar

B) Bugünden az

C) Bugünden fazla

 

3) Şu ifade sizce doğru mu yanlış mı? “Tek bir şirketin hissesini satın almak başka hisseleri de içeren bir yatırım fonu almaktan daha güvenli bir getiri sağlar.”

 

Kaynak: Lusardi, A., & Mitchell, O. (2011). Financial literacy and planning: Implications for retirement wellbeing. NBER Working Paper Series(17078).

Buna bağlı olarak, finansal okur-yazarlık seviyesinin geliştirilmesinde uygulanan bazı aksiyon maddeleri etki yatırımlarının bilinirliğinin artırılmasında da kullanılabilir. Bunlardan bazıları aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

Teknolojinin kullanılması

Mobil fintech/bankacılık uygulamaları ve dijital kişisel asistanlar, kitlelerin finansallarını daha bilinçli bir şekilde yönetmelerini sağlamaktadır. Bunların haricinde, açık bankacılık uygulamalarıyla bireyler ihtiyaçlarına en uygun hizmet sağlayıcılarla bir araya gelebilmektedir. Etki yatırımları mobil uygulamalarda bir yatırım seçeneği olarak sunulabilir ve doğru iletişim dili kullanılarak kullanıcılar bilinçlendirilebilir.

Güven oluşturulması

Müşteri ilişkileri sorumlularının finansal hizmetlerin sunumunda doğru ve şeffaf bilgilendirme yapması, Y ve Z nesillerinde oluşmuş olan güven probleminin aşılarak bilinçlilik seviyesinin artırılmasında önemli bir rol oynayabilmektedir. Özellikle “greenwashing” (yeşil yıkama) gibi kavramlar özel sektörün toplum faydası güden projelerinin olumsuz duygularla ilişkilendirilmesine sebep olmuştur. Etki yatırımının tüm detaylarıyla potansiyel yatırımcılara ve çalışanlara, müşteri ilişkileri sorumluları tarafından samimiyetle anlatılması gerekmektedir.

Devlet ve ilgili kamu kurumlarının stratejik altyapıyı oluşturması

Devlet üniversitelerinde, yerel yönetim birimlerinde verilen ev ekonomisi ve temel finans kursları özellikle gençlerin finansal okur-yazarlık seviyelerini artırmalarına olanak sağlamaktadır. Ülke genelinde etki yatırımı hakkında milli bir strateji oluşturulduğunda sadece bireyler değil her ölçekte kamu ve özel sektör kurumları da ortak bir gayede sağlam adımlar atabilecektir.

İşbirlikleri

Finans sektöründeki oyuncular pek çok kurumla bir araya gelerek finansta bilgi seviyesinin artırılmasında rol oynamaktadırlar. Etki yatırımında da kamu ve özel sektör arasındaki potansiyel işbirlikleri, genç neslin etki yatırımı yapma, çevresindekilere sistemi tanıtma ve belki de bu alanda çalışma isteklerini besleyebilir.

Etkiyap, konuyla ilgili bilgilenmek isteyenler için bu aksiyon maddeleri çerçevesinde pek çok çalışma yapılmasını, Türkiye’de ve dünyada tüm kuşakların etki yatırımı ekosisteminde rol almasını hedeflenmektedir. Eğer siz de etki yatırımları hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isterseniz bizlere her zaman ulaşabilirsiniz.