İklim Krizinin Cinsiyet Eşitsizliği Üzerindeki Etkisi

Kategori: Etki Yatırımı, Sosyal Etki Tarih: 28 Mayıs 2022
4

Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (“UN Women”) tarafından 2022 Yılı Uluslararası Kadınlar Günü’nün teması “Sürdürülebilir Bir Yarın İçin Bugün Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” olarak belirlendi. İlk düşünüldüğünde iklim krizi ve cinsiyet eşitsizliği arasında doğrudan bağlantı olduğu akla gelmese de bu tema belirlenirken kadınların ve kız çocuklarının dünya çapında etkiledikleri ve etkilendikleri durumların çokluğu göz önünde bulunduruldu.

İklim değişikliğinin çevresel etkilerinin yanı sıra ekonomik ve sosyal sonuçları da dünya çapında etkisini gösterdi. Kadınların ve kız çocuklarının yiyeceğe ve kıyafete ulaşmaya dair sahip oldukları şartlar hali hazırda birçok bölgede yıllardır eşit değildi. İklim krizi bu faktörleri doğrudan etkileyerek kadınların ve kız çocuklarının yaşam biçimleri, geçim kaynakları, sağlıkları ve güvenlikleri için oldukça yüksek bir tehdit oluşturdu. Hem sosyal hem de ekonomik açıdan oldukça fazla zarar gördüler. İklim krizi bunların dışında var olan çatışmaları da artırdı. Bu alanlardaki çatışmaların seviyelerinin artması insan kaçakçılığı, çocuk yaşta evlilik ve daha birçok şiddet biçiminin de seviyesini yükseltti. 

Geçim kaynakları ve yoksulluğun etkisi

Çoğunluğu yoksul kesimden oluşan yaklaşık 350 milyon insan, geçim kaynaklarını ormandan sağlamaktadır. Ormanlardaki iklimsel değişimler öncelikle bu kişilere her açıdan zarar vermektedir. Kadınların ve kız çocuklarının, iklim krizi karşısında daha savunmasız şartlarda kalmalarının önde gelen nedenlerinden bir tanesi de yoksulluktur. Dünya çapında kadınlar yoksul kesimin çoğunluğunu oluşturmaktadır. Günde 1 doların altında kazanarak geçinenlerin yaklaşık %70’i kadındır ve dünya çapında gelirin yalnızca %10’unu kadınlar kazanmaktadır. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerde kadın çiftçiler şu anda tüm gıda üretiminin yüzde %45-80’ini oluşturmalarına rağmen, arazilerin %10’undan daha azına sahiplerdir. Gelişmekte olan ülkelerdeki kadın işgücününün yaklaşık üçte ikisi ve birçok Afrika ülkesinde %90’dan fazlası tarımsal işlerden oluşmaktadır. Kadınların doğal kaynaklara daha çok bağımlı olmaları iklim krizinden daha yüksek seviyede etkilenmelerine neden olmuştur. Bu bağlamda başka bir yönden örnek vermek gerekirse, başlıca gelir kaynakları tarım olan ailelerde annelerinin artan yüküne yardımcı olmak için kız çocuklarının okulu bırakması olumsuz sonuçlardan sayılabilir. 

Doğal afetlerin etkisi

Bunların yanı sıra, doğal afetlerin meydana getirdiği zorluklarda da kaynakları az olan kadınlar ve kız çocukları daha çok etkileniyor. 2004 yılında Asya Tsunamisi’nde ölenlerin %70’ten fazlası kadındı. Bir başka örnek olarak 2005 yılında yaşanan Katrina Kasırgası ağırlıklı olarak yoksulları, özellikle de kadınları etkiledi. İklim krizinin yol açtığı aşırı hava olaylarının getirdiği zorunlu göçle birlikte barınma sorunu, yoksulluk ve yine şiddet de artmıştır. Kadınlar ve kız çocukları zorunlu göçün etkilerinden daha fazla etkilenmiştir. İnsan kaçakçılığı, istihdam yoksunluğu ve barınma olanaksızlıkları bakımından göç daha zor bir hal almaktadır. Doğal afetler, yaşama olanaklarının yanı sıra genel bir ekonomik zarar da veriyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği tarafından yayınlanan bir rapora göre iklim krizi sonucu oluşan afetlerin maliyeti yılda ortalama 250-300 milyar dolara ulaşıyor. Bu, ekonomiyi etkileyen bir döngü başlatarak kadınların geçim kaynaklarını ve gelir düzeylerini etkiliyor. İklim krizi domino etkisi yaratarak birçok farklı alanda eşitsizlikleri artırıyor ve özellikle kırılgan grupların daha çok zarar görmesine sebep oluyor.

Bu etkileri en aza indirmek için neler yapabiliriz?

Yazının başlarında belirtilen her koşulu aslında bir yanıyla kadınların ve kız çocuklarının sürdürülebilirlik çalışmalarında katılımlarının ve yüksek etki kapasitelerinin bir göstergesi olarak ele almak mümkün. Buna karşılık, istatistiklere göre kadınların ulusal ve küresel iklim müzakerelerinde ortalama temsilleri %30’dan daha düşük. İklim krizi sonucu sahip olunan olumsuz şartları iyileştirmekte adımlar atılırken bu eşitsizlikler de göz önünde bulundurulabilir ve ortadan kaldırılarak karşılıklı bir etki yaratılabilir. Kadınların liderliklerinden üretkenliklerine, karar alma süreçlerinden eğitimlerine kadar geniş bir çerçevede, yapılan çalışmalar bu eşitsizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik gerçekleştirilebilir. 

Özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde gıda üretiminin büyük bir kısmını kadınlar gerçekleştirmektedir. Bu bağlamda üretici kadınların güçlendirilmesine yönelik destekleyici çalışmaların sayısı artırılabilir. Örneğin, devlet tarafından ya da özel alanda yapılan destekleme projeleri ya da çeşitli yatırımlar bu yöne çevrilebilir. Destekleyici projeler daha çok kadın işgücünün geliştirilmesine ve bilinçli şekilde devam ettirmesine dair bir yol izleyebilir. Üretim kapasitesi artırılarak iklim krizinin doğurduğu olumsuz sonuçlar bu alandaki eşitsizlikler bağlamında da ortadan kalkabilir. 

Cinsiyet eşitsizliğinin, iklim krizi tarafından etkilenmenin yanı sıra bazı resmi açılardan da sürdürüldüğüne dair araştırma sonuçları bulunuyor. Dünya Bankası tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada 173 ülke ekonomisinin 155’inin kadınların ekonomik fırsatlarını engelleyen tarafları olduğu belirtiliyor. Kadınların erkeklerle tamamen eşit haklardan yararlanamadığı durumları azaltarak iklim krizinin de olumsuz sonuçlarıyla mücadele etmek mümkündür. Kaynakların verimli kullanımında kadınların daha çok fikir ürettiğini ortaya koyan çalışmalar bulunmaktadır. Bu noktada, kadınların politik, ekonomik ve sosyokültürel alanlara dair haklarında ve karar alma yetkilerinde iyileştirmeler gerçekleştirilebilir.  Kadın kuruluşlarına, kadınların sağlıklarına ve eğitimlerine yönelik destekler artırılarak iklim eylemi için bütüncül sayılacak çözümler oluşmasına dair daha fazla fırsat yaratılabilir. Eşitsizliklerin ortadan kalkmasına dair özellikle kamu, özel sektör, sivil toplum ve akademi üzerine sorumluluk düşse de her değişim kişilerin konuya dair farkındalığı ile başlamaktadır. Birbirini karşılıklı olarak besleyebilecek bir döngüde sayabileceğimiz iklim krizi ve cinsiyet eşitsizliği ile mücadele, sürdürülebilir bir yarın oluşturmak için bir gerekliliktir.

Kaynakça:

In Focus: Climate action by, and for, women

Five ways to build gender equality and sustainability

Explainer: How gender inequality and climate change are interconnected

International Women’s Day 2022: “Gender equality today for a sustainable tomorrow”