Global Etki Yatırımı Ağı’ndan Etki Yatırımcılığının Son Durumu

Kategori: Etki Yatırımı, Rapor Tarih: 16 Haziran 2020
4

Global Etki Yatırımı Ağı (GIIN – Global Impact Investing Network) 10. Yıllık Etki Yatırımcısı Anketi‘nin sonuçlarını geçtiğimiz hafta açıkladı. Ankete toplamda 404 milyar dolar tutarında etki yatırımı varlığını yöneten 294 etki yatırımcısı katıldı. Etki yatırımcıları 2019 yılı sonundaki yatırım faaliyetlerini, 2020 yılı planlarını, son on yılda sektördeki gelişmeler ve gelecekte sektörü bekleyen durumlarla ilgili görüşlerini bu ankette paylaştı. Anket sonuçlarına ve GIIN’in güncellenmiş pazar büyüklüğü değerlemesine göre etki yatırımı pazarının büyüklüğü 2019’dan bu yana %42 artışla 715 milyar dolara ulaştı.

Etki yatırımı sektörünün nabzını tutan bu anketten çıkan ana sonuçların özetini sizler için derledik:

1. Etki yatırımı sektörü, çeşitliliğini korumaya devam etti.

Ankete katılan etki yatırımcılarının %77’sini gelişmiş ülkelerde bulunan yatırım şirketleri, %21’ini gelişmekte olan ülkelerde bulunan kurumlar oluşturdu.

Varlıkların coğrafi dağılımı açısından, ankete katılanların %48’i yatırımlarını ağırlıklı olarak gelişmiş ülkelere yönlendirirken, %43’ü gelişmekte olan ülkelere odaklandıklarını belirtti.

Ankete katılan etki yatırımcıları 404 milyar dolar yatırım tutarıyla, toplam pazarın %56.5’ini teşkil etti. 100 milyon doların altında etki yatırımı varlığı yöneten küçük ölçekli yatırımcılar ankete katılanların %53’ünü oluşturdu.

Ankete katılanların %73’ü Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini , etki ölçme ve yönetme amaçlarının en az birine yönelik olarak kullandıklarını ifade etti.

2. Etki yatırımı derinlik ve kapsam açısından süreç içerisinde büyüme gösterdi.

Etki yatırımcılığı, uygulamada derinlik ve yatırımcıların ele aldığı ve gelecekte ele almayı planladığı konuların kapsamı açısından büyüyor. Yatırımcıların son 10 yıldaki pazar büyümesi ve açılımına ilişkin göstergelere yönelik algıları, taahhüt ettikleri sermayeye ilişkin motivasyonları ve son 5 yıl içinde yatırımlarını yönlendirdikleri coğrafya ve sektörlerin yapısı bu tezi destekliyor.

Ankete katılanların %69 ile büyük bir çoğunluğu etki yatırımı pazarının “sürekli büyüme gösterdiğini” ifade ederken, %21’i bu pazarı “sıçrama yapmak üzere” olarak tanımladı.

Son on yılda etki yatırımı sektöründeki büyümenin en önemli göstergeleri arasında %42 ile pazar etkinliği, eğilimler, performans ve uygulamaya yönelik pazar araştırmasınındaki önemli ilerleme ile %39 ile etki ölçümleme ve yönetimi uygulamaları kapsamındaki önemli gelişmeler yer aldı. Bunu %32 ile sektörde çalışanların sektöre ilişkin becerilerindeki kayda değer artış takip etti.

Ankete katılanların %87’si etkinin yatırım amaçlarının merkezinde yer almasının ve sorumluluk sahibi yatırımcı olmaya ilişkin taahhütlerinin çok önemli motivasyonlar olduğunu ifade etti.

Yatırımcıların %70’i etki yatırımının diğer yatırım stratejilerine kıyasla finansal cazibesini önemli bulduklarını belirtti. 10 yıl öne yapılan ankette yatırımcıların beklentilerinin “değiş tokuş” (trade off) noktasında olduğu düşünülürse bu, sektörün nereden nereye geldiği açısından önemli bir gösterge.

Hem bu ankete hem de 2016 yılında yapılan ankete katılan yatırımcıların toplam yönetilen etki yatırımlarına bakıldığında, yatırım tutarının %17’lik bir bileşik büyüme oranı ile 52 milyar dolardan 98 milyar dolara ilerlediği görülüyor.

Yatırımın en hızlı büyüme gösterdiği bölgeler %25’lik bileşik büyüme oranı ile Batı, Kuzey ve Güney Avrupa ile %23 bileşik büyüme oranı gözlemlenen Doğu ve Güneydoğu Asya olarak karşımıza çıkıyor. Buna ek olarak ankete katlan yatırımcıların yarısından çoğu önümüzdeki beş yıl içerisinde Güneydoğu Asya’ya aktardıkları yatırımı artırmayı planlıyor.

Yatırım yapılan sektör açısından, en fazla artış %33 bileşik büyüme oranı ile su, sanitasyon ve hijyen sektöründe görülürken, bunu %30’luk bileşik büyüme oranı ile finansal hizmetler (mikrofinans hariç) izliyor. Ankete katılanların yarısı önümüzdeki 5 yıl içinde su, sanitasyon ve hijyen sektöründeki yatırımlarını artırmayı planlıyor.

Yönetilen varlıkların dağıtımı açısından %9’la nispeten küçük bir yüzdeye sahip gıda ve yarım sektörü aynı zamanda %57 oranla yatırım yapılan en yaygın sektör konumunda. Ek olarak, yatırımcıların %54’ü önümüzdeki 5 yıl içinde bu sektöre olan yatırımlarını artırmayı planlıyor.

Sağlık sektörü yatırımın en çok yapıldığı diğer bir sektör olarak karşımıza çıkıyor. Ankete sürekli katılan yatırımcılar arasında sağlık sektörü, etki yatırımı çekmek açısından en hızlı büyüme gösteren üçüncü sektör olma özelliğini taşıyor ve yatırımcıların %51’i önümüzdeki 5 yıl içinde bu sektöre olan yatırımlarını artırmayı planlıyor.

3. Etki ölçümleme ve yönetimi (EÖY) uygulamaları belirli bir olgunluk seviyesine ulaşmasına rağmen bu uygulamaların gelişimini iyileştirmeye yönelik hala çeşitli fırsatlar bulunuyor.

Son on yılda EÖY alanında oldukça mesafe katedilmesine rağmen, ankete katılanlar özellikle etki ölçüm sonuçlarının karşılaştırılması ve doğrulaması alanlarının iyileştirilmesine yönelik fırsatlar olduğunu dile getirdi.

10 yıl önceki ankette katılanların %85’i kendi geliştirdikleri EÖY sistemlerini kullanırken, son yapılan ankette katılımcıların %89’u kendilerinden bağımsız geliştirilen sistemleri, araçları ve uygulamaları kullandıklarını belirtti.

En yaygın kullanılan EÖY kaynaklarını %73 oranla Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, %46 oranla IRIS Metrikler Kataloğu, %36 oranla IRIS+ Ana Metrikleri ve %32 oranla Etki Yönetimi Projesi’nin (IMP – Impact Management Project) tanımladığı etkinin 5 boyutu uygulaması oluşturdu.

Başta Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerindeki olmak üzere IRIS ve Etki Yönetimi Projesi gibi uygulamaların kullanımındaki yoğunlaşma EÖY’nin standartlaşmaya başladığına işaret ediyor.

EÖY uygulamalarını etki yatırımcıları tarafından üç ana amaçla kullanılıyor: Etki hedefleri koymak, etki performansını ölçmek ve etki sonuçlarını raporlamak. Ortalama bir yatırımcı bu üç amacı gerçekleştirmek için mevcut uygulama, sistem ve araçlardan en az üç tanesini kullanıyor. Başta Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri tüm amaçlar için en çok kullanılan kaynak olmakla birlikte IRIS ve IRIS+ ağırlıklı olarak etki ölçümlemedik ve raporlaması amaçları için kullanılıyor.

Ankete katılanların %48’i EÖY uygulamalarını etki yatırımcılığı sektörünün önümüzdeki 5 yıl içinde zorluklar yaşayacağı bir alanı olarak görüyor.

Etki yatırımının etkisi ölçülmeden etki iddiasında bulunulması olarak kısaca açıklayabileceğimiz “impact washing” ankete katılan etki yatırımcılarının %66’sının en büyük endişelerinden birisi. Etki performansının karşılaştırılabilir olması ve bağımsız bir şekilde doğrulanması bu endişeyi giderebilir. Anket sonuçlarına göre katılımcıların %23’ü henüz etki performanslarını sektördeki diğer yatırımcılarla karşılaştırmazken, %39’u etki performanslarını bağımsız bir kurum aracılığı ile doğrulamıyor.

4. Son zamanlardaki sıkıntılı döneme rağmen etki yatırımcıları geleceğe olumlu bakıyor.

Finansal risk anlamında, yatırımcıların %77’si iş modeli ve uygulamayı, %68’i likidite ve çıkış riskini portföylerindeki işletmeler için riskli alanlar olarak görüyor.

Batı, Doğu ve Güney Avrupa’ya yatırım yapanlar %13 oranda yüksek makroekonomik risk öngörürken, Kuzey Amerika odaklı yatırımcılar bu riski sadece %4 oranında tahmin ediyor.

COVID-19 ile ilgili ek bir anketi yanıtlayan 122 etki yatırımcısının %57’si 2020 yılı için taahhüt ettikleri yatırım sermayesi miktarında bir değişiklik yapmayacaklarını, %15’i planlanan sermayeyi artıracaklarını bildirdi.

Anket sonuçlarının tam raporunu bu linki takip ederek inceleyebilirsiniz:  https://thegiin.org/research/publication/impinv-survey-2020